© BelTurkHaber2019

Belçika'da adlarından söz ettiren Türk kadınları"Av. Yeliz Karaca"

Türk asıllı Belçikalı Avukat Yeliz Karaca, "8 Mart Dünya Kadınlar Günü" dolayısıyla AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Belçika'da yerleşik Türk toplumunda önemli başarılar elde ederek isimlerinden söz ettiren Türk kadınları, zaman zaman uğradıkları ayrımcılığa rağmen kariyerlerinde ilerlemelerinin sırrının karşılaştıkları zorlukları kişiselleştirmeden, azimle çalışmaya devam etmek olduğunu söyledi.

"Her zaman temsili bir görevimiz olduğunu hissettim"

Brüksel Havalimanı, Belçika posta dağıtım şirketi Bpost gibi kurumların hukuk danışmanlığını yapan, kamu ve idare hukuku alanındaki uzmanlığıyla ülkenin önde gelen avukatlarından biri olan Yeliz Karaca, aynı zamanda Belçika Türk Kadınlar Derneğinin başkanlığını yürütüyor.

Karaca, 1981'de Belçika'da Iğdırlı göçmen bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldiğini anlatarak, "Hukuk okumak çocukluk hayalimdi." dedi.

Belçika'da yabancı olmanın kendisinde her zaman adaleti sağlamakla ilgili bir ilgi uyandırdığını vurgulayan Karaca, "Her zaman temsili bir görevimiz olduğunu hissettim. Hiç hata yapma lüksümüz yok. Her zaman başarılı olmamız gerekiyor gibi. Ailem tarafından da desteklendiğim için bu yolda hiç takılmadan yürüdüm." ifadesini kullandı.

Karaca, karşılaştığı ayrımcılıkla nasıl mücadele ettiğiyle ilgili şunları söyledi:

"Büyüklerimizin dilini bilmediği bir ülkede, bizim dil bilerek başarmamız gerekiyordu. Aksi bize ağır geliyordu. Onların emeklerine karşı saygısızlık yapmamak adına bir şeyler başarmalıydık. Azimli olduğunda kapılar açılıyor. Biraz fazla çalışıyorsun belki diğerlerinden; o da senin farkın oluyor. Özünü kaybetmeden uyum sağladığında ırkçılıkla karşılaşsan da bu tip insanlar u dönüşü yapıyor, yapmak zorunda kalıyor. Sen onlara o fırsatı vermiyorsun ancak hata yapmamaya da çok özen gösterdik.

Hata yaparsak Türk olacaktık. Çocuklarıma da söylüyorum. Kişiselleştirmeden, yanlış yapmamaya bakacaksın. Yanlış yaparsan tepki alabilirsin, aldığın tepkiyi de ırkçılık olarak konumlandırabilirsin. Önemli olan bunu aşabilmek. Yolundan sapmamak için kenara bırakabilmek. O konunun üzerine gitmek iyi değil. Aksini ispat etmek lazım. Olsa da seni gideceğin yoldan alıkoymamalı."

İnsanların ırkçılığı sorun olarak algıladığında bunun sorun olarak karşılarına çıktığını belirten Karaca, "Zorluklar olabilir. Onları engel olarak değil de bir kazanç olarak, 'Bir şey daha öğreneceğim.' diye görmek lazım. Ben burada toplumumun temsilcisiyim. Ekstra kimliğimiz var. Hem Belçikalıyız hem Türk'üz. Bu kombini güzel yansıtabilirsek, bir gökkuşağı gibi rengarenk karşıya bunu iletebilirsek hayranlıklarını kazanacağımızı düşünüyorum. Hayat virajlı yollarla geçiyor. Bize özgü değil herkes için böyle. Bu virajı doğru almakla, kadının gücüyle başarının ortaya çıkacağını düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Karaca, müvekkilleriyle arasında zaman içinde vefa ve gönül bağı kurulduğuna değinerek, "İşimi yaptım, bitirdim, dosya kapandı.' değil. O insanların hayatına dokunuyoruz. Hayatına bir şekilde yön vermişsin, sen dosyayı kapatıyorsun ama o kişi seni kapatmıyor. Bir şekilde 10-15 sene sonra gelip teşekkür eden, vefa gösteren müvekkillerim var." diye konuştu.

9, 11, 12 yaşlarında üç erkek çocuk annesi Karaca, şunları kaydetti:

"Bir anne için erkek çocuğu da ayrı bir sorumluluk. Sadece kız çocuklarını değil, toplumda faydalı bireyler yetiştirebilmek adına onlara da yatırım yapılması gerektiğini düşünüyorum. Kadın veya erkek fark etmiyor. İnsan başarı için içindeki sesi dinlemeli. Sevdiğin işi yapmalı ya da yaptığın işi sevmelisin.

Kadının gücünü her yerde görüyoruz. İstedikten sonra her şeyi yapabiliyor. Umutsuzluğa kapılmadan, bildikleri yolda gerekli mücadeleyi vererek ama o kadınsı ruhu da koruyarak güzel yerlere gelebilirler. Başarmak her zaman bir şey olmak değil. Başarmak, önce bir iç barışıklık konusu. Kendinle barışık olduğunda onu zaten yansıtabiliyorsun işine de. Kadınlarımız her zaman güçlü. Yeter ki kendilerine inansınlar."

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER