Belçikalı STK'lere göre devlet, çekici hale gelmemek için mültecileri sokağa terk ediyor
BELÇİKABelçika'da Avrupa Birliği (AB) ile yapılan destek anlaşmasına rağmen sığınmacıların kabulüyle ilgili kriz büyürken sivil toplum kuruluşları (STK), devleti, bilerek hukuki yükümlülüklerini yerine getirmemekle suçluyor.
Belçika 'da Avrupa Birliği (AB) ile yapılan destek anlaşmasına rağmen sığınmacıların kabulüyle ilgili kriz büyürken sivil toplum kuruluşları (STK), devleti, bilerek hukuki yükümlülüklerini yerine getirmemekle suçluyor.
Belçika'da uzun süredir sığınmacı ların kabulüyle ilgili bir kriz yaşanıyor.
Sorumlu federal ajans Fedasil'in, AB'nin başkenti konumundaki Brüksel'deki merkezi Petit Chateau'nun önünde oluşan uzun kuyruklar, sorunu gözler önüne seriyor.
Resmi kurumlardan söz konusu göçmenlerle ilgili farklı açıklamalar yapılıyor. Yurt dışından yeni sığınanların yanı sıra bir kısmının yasal oturum veya çalışma belgesi olmadan ülkede yaşayan ve çoğunlukla oturum talepleri reddedilen "kağıtsız"lardan olduğu biliniyor.
Belçika hükümeti, krizin tırmanması üzerine AB'den yardım istedi ve 17 Aralık 2021'de Avrupa İltica Destek Ofisi'nden (EASO) destek almak için anlaşma yaptı. Bu dönemde Belçika'nın önde gelen 10 STK'si, durumu mahkemeye taşıdı.
Mahkeme, 19 Ocak'ta, söz konusu STK'lerin başvurusu üzerine devleti ve sığınmacıların kabulünden sorumlu federal ajans Fedasil'i kınayarak "en az bir kişiye kalacak yer verilmeyen veya sığınma başvurusu alınmayan her iş günü" için 5 bin avro ceza ödemelerine hükmetti.
STK'ler, 8 Şubat'ta yaptıkları ortak açıklamada ise devletin mahkeme kararını hiçe saydığını, 24 Ocak'tan bu yana başvuran sığınmacıları sokağa terk ettiğini duyurdu.
- "Devlet kimseyi seferber etmiyor"
Söz konusu STK'lerin çatı kuruluşu Mülteciler ve Yabancılar için Koordinasyon Girişimlerinin (CIRE) Direktörü Sotieta Ngo, AA muhabirine yaptığı açıklamada, devletin, mahkemenin kestiği günlük 5 bin avroluk cezayı ödemediğini, ödemesi gereken cezanın birikerek 45 bin avroyu geçtiği söyledi.
13 Şubat'ta tekrar mahkemeye başvurarak cezanın günlük 20 bin avroya çıkarılmasını istediklerini aktaran Ngo, bu durumun nedenini şöyle açıkladı:
"Her gün 15 ila 40 kişi sokaklara terk ediliyor. İnsanlar dondurucu soğukta geceyi sokakta geçiriyor. Belçika hukukunda alternatif bir çözüm var. Belediyelerin yerel yardım sistemleri devreye sokulabilir ama siyasi istek yok. Belçika, mülteci ler için 'çekici' hale gelmek istemiyor."
Ngo, "Her gün insanların sokaklara terk edilmesi normal bir şey değil. Kabul edilmeleri için bir yöntem bulunmalı. Belçika hukukuna göre, bu kişiler mutlaka bir merkez tarafından kabul edilmeli. Orası doluysa başka bir çözüm bulunmalı." diye konuştu.
Devletin otellerden 100-200 yatak talep ettiğini ve sorunu böyle çözmeye çalıştığını ifade eden Ngo, şöyle devam etti:
"Devlet kimseyi seferber etmiyor. Devlet, belediyelere paylarına düşen miktarda sığınmacıyı almaları talimatı verecek. 500 kişilik merkezi bir anda açmak zor ama belediye alternatifine başvurmak çok kolay. Biz devleti bu dağıtım çözümüne itmeye çalışıyoruz."
Ngo, devletin insan haklarının hiçe sayılamayacağını vurguladı ve "Nitekim mahkeme de bu yönde karar verdi. Ancak devlet, mahkeme kararını uygulamıyor." ifadelerini kullandı.
- AB'nin dahli
CIRE Direktörü Ngo, Belçika'nın AB'den yardım istemesiyle ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
"Şoktayım. Belçika, iç hukukundaki seçenekleri tüketmeden AB'ye başvurdu. Belçika, Yunanistan ya da Türkiye değil ki. Dış sınırlarını koruma zorunluluğu yok. Belçika, bilinçli şekilde bu sorunu yaşamayı seçiyor. Bakan, bakanlıktan bütçe alıyor, üstüne bir de AB'den alıyor ve sorun hala çözülemiyor. AB'nin Bakan tarafından iyi bilgilendirildiğini sanmıyorum. Belçika hem kendi kanununu uygulamıyor hem AB'den yardım istiyor. Tüm süreç, soru işareti.
- AB'nin tutumu
AB Komisyonu sözcülerinden Ciara Bottomley, AA muhabirine yaptığı yazılı açıklamada, AB'nin operasyonel yardım talebinde bulunan Belçika makamlarıyla temasta olduğunu söyledi.
AB'nin Belçika ile Aralık 2021'de mültecilerin kabulüne ilişkin ekipmanının, personelin ve teknik uzmanlığın sağlanmasına yönelik anlaşma imzaladığını anımsatan Bottomley, gelecek aylarda kapasite artışını desteklemek için 150'ye kadar kabul ünitesi sağlayacaklarını, orta vadede bir acil durum kabul merkezine ihtiyaç olup olmadığını değerlendirip ek birimlerle destek verebileceklerini belirtti.
Bottomley, AB'nin ayrıca site yönetimi, bilgi sağlama, sosyal hizmet, çocuk koruma uzmanları, eğitmenler ve tercümanlar dahil olmak üzere 100'e kadar personeli görevlendireceğini aktararak "Komisyon, başta İltica, Göç ve Entegrasyon Fonu 2021-2027 olmak üzere finansman programları aracılığıyla Belçika makamlarını kabul sistemini geliştirmede desteklemeye hazır." değerlendirmesinde bulundu.
İlginizi Çekebilir