Emir Kır’ı bitirmeye çalıştılar. Şimdi sıra genç Türklerde!
SİYASETBelçika siyasetinde Türk kökenli isimlere karşı yürütülen görünmez elin izleri giderek daha net görülüyor. Brüksel’de, özellikle PS (Parti Socialiste) bünyesinde tanık olduğumuz olaylar, yalnızca bireyleri hedef almıyor; bir topluluğun siyasal temsilini ve kolektif varlığını baskı altına alma çabasına dönüşmüş durumda.
Brüksel'de Tekerrür Eden Senaryo: Emir Kır’dan Safa Akyol ve Hennan Oflu’ya Uzanan Sistematik Tasfiye
Belçika siyasetinde Türk kökenli isimlere karşı yürütülen görünmez elin izleri giderek daha net görülüyor. Brüksel’de, özellikle PS (Parti Socialiste) bünyesinde tanık olduğumuz olaylar, yalnızca bireyleri hedef almıyor; bir topluluğun siyasal temsilini ve kolektif varlığını baskı altına alma çabasına dönüşmüş durumda.
Geçtiğimiz günlerde PS Genel Başkanı Paul Magnette’in RTBF ekranlarında yaptığı açıklama, bu sürecin en yeni halkası oldu. Brüksel Milletvekili Hennan Oflu ve Saint-Josse Belediye Başkan Yardımcısı Safa Akyol hakkında sarf ettiği "İslamcılarla ve ırkçı sağla (MHP) ilişkileri nedeniyle PS’den ihraç edildiler" sözleri, ne hukuki gerçeklerle ne de siyasi etikle bağdaşmaktadır.
Bu gelişme bir ilk değil. Daha önce aynı partide benzer bir linç kampanyası, Belçika Türk toplumunun en güçlü siyasal figürlerinden Emir Kır’a karşı yürütülmüştü. Kır, PS içindeki merkez çevrelerin desteğini kaybettikten sonra Ahmed Laaouej önderliğinde partiden ihraç edilmiş, bu süreçte pek çok Türk kökenli siyasetçi ya sessiz kalmış ya da açıkça dışlamaya katılmıştı.
Ancak tarih, bu sessizliğin kimseyi korumadığını bugün net şekilde gösteriyor.
Hennan Oflu ve Safa Akyol Neden Hedefte?
Bugün benzer bir senaryo, bu kez Hennan Oflu ve Safa Akyol’un isimleri üzerinden sahneleniyor. Aralarındaki ortak nokta ise çok net: Her ikisi de toplumunun sesi olan, eleştiren, sorgulayan, dik duran ve politik popülizme boyun eğmeyen siyasetçiler.
Safa Akyol, 6 Mart 2023 tarihinde kamuoyuna açık bir beyanla PS’den kendi isteğiyle ayrıldığını açıklamış bir isim. Yani Magnette’in “ihraç” iddiası, gerçeğin çarpıtılmasından ibaret. Akyol, yıllardır özellikle gençler ve dar gelirli gruplar için sosyal projelerde çalışmış, halkla doğrudan bağ kurmuş bir aktör.
Hennan Oflu ise PS’ye hiçbir zaman üye dahi olmamış. 2020’li yıllarda Emir Kır’a yapılan haksızlıklara karşı kamuoyunda açık duruş sergileyen Oflu, 2024 seçimlerinde MR (Mouvement Réformateur) listesinden Brüksel Milletvekili seçildi. Oflu’nun yükselişi, etnik ve yerel tabanı güçlü siyasetçilerin PS dışındaki alternatiflerle de başarılı olabileceğinin açık bir göstergesidir.
Çifte Standart: PKK’ya Sessiz, MHP’ye Düşman
Brüksel sokaklarında yıllardır PKK sempatizanları PS’nin kontrolündeki belediyelerde gösteri düzenliyor. Ne var ki, PS yönetimi bu faaliyetlere karşı kayda değer bir açıklama ya da duruş sergilemiş değil. Buna karşın, terör örgütlerine karşı açık tavır alan Türk kökenli siyasetçiler, ithamlarla yaftalanmakta ya da çeşitli bürokratik gerekçelerle dışlanmaktadır.
Bu tutum, yalnızca siyasi bir tercih değil; toplumsal bir mühendislik girişiminin işaretidir. PS’nin PKK’ya “görmezden gelen”, MHP’ye ise “aşırı sağcı” yaftasıyla saldıran tavrı, Belçika’daki Türk toplumunun meşru temsilini kriminalize etmeye dönük açık bir çabadır.
Heusden-Zolder Olayları: Dönüm Noktası
Belçika'daki PKK sempatizanlarının organize ettiği ve Türk toplumunda büyük tepkiyle karşılanan Heusden-Zolder olaylarında, Safa Akyol ve Hennan Oflu, tereddütsüz şekilde toplumsal barışı savunmuş, provokasyonlara karşı net tavır almıştır. Bu duruşları onları hedef haline getirmiştir.
Ancak bu tür ilkesel ve net tavırlar, toplumu arkasına alan siyasetçilerin en büyük gücüdür. Ve bu güç, PS içindeki ideolojik vesayetin karşısında en ciddi tehdidi oluşturmaktadır.
Bastırma Girişimleri Başarısızlığa Mahkûmdur
Bugün açıkça görülüyor ki, PS yalnızca bireyleri değil, Türk toplumunun kolektif siyasal varlığını zayıflatmaya çalışan bir hatta ilerliyor. Ancak bu politikalar, arzu edilen sonucu vermiyor.
Emir Kır, partiden ihraç edildikten sonra bağımsız aday olarak girdiği seçimde, ülke genelinde en yüksek oy oranıyla yeniden Saint-Josse Belediye Başkanı seçildi. Bu başarı, halkın siyasi öngörüsünün ve dayanışmasının açık bir ifadesidir.
Şimdi de benzer bir karalama kampanyasıyla hedef alınan Hennan Oflu ve Safa Akyol’un mücadelesi, Belçika’daki Türk toplumunun demokratik refleksini yeniden harekete geçirecektir. Çünkü artık mesele yalnızca siyaset değil, bir topluluğun onuru, temsili ve eşit yurttaşlık hakkıdır.
Ve bu hak, ne bir partinin keyfiyle yok edilir, ne de bir açıklamayla gölgelenebilir.
Şükrü SAĞLAM-08 Haziran Brüksel
İlginizi Çekebilir