Kalbe iyi gelmeyen hiçbirşey Beyne de iyi gelmiyor

Öncelikle sizi tanıyabilirmiyiz? Hatice Karakaya kimdir?
27.01.1982 yılında Gent’te doğdum Gent’te büyüdüm ve yine Gent’te eğitim gördüm. Yine aynı şehirde yaşamaya devam ediyorum. İdari sekreterlik mezunuyum.
Dernek Faliyetlerine Ne Zaman, Nasıl Başladınız? Turkse unie'deki göreviniz nedir?
Çocukluk yıllarımdan itibaren dernek hayatının içindeyim. De Poort- Beraber’de çocukluğumu geçirdiğimi söyleyebilirim. 16-17 yaşlarımdan itibaren de aynı kurumda yaz dönemlerinde meslek öğrencisi olarak çalıştım. O zamanlardan beri de çeşitli derneklerde gönüllü olarak çalışmaya devam ettim. Fakat profesyonel olarak bu işe 2013 yılında başladım. 10 sene boyunca profesyonel olarak çalışabilmek için çeşitli derneklere başvurularda bulundum. 10 yılın sonunda 2013’ te Turkse Unie’ye yaptığım müracaat kabul edildi ve çalışmaya başladım.
Turkse Unie’deki görevim sosyal danışmanlık. Yaptığım iş göründüğü kadar kolay, masa başı değil aktif olarak sahada da görev almamı gerektiren bir işti. İlk başladığım dönemlerde part time çalışıyor olmama rağmen büyük bir istekle ve kendimi geliştirme arzusuyla her gün iş yerindeydim. Bana verilen fırsatı en iyi şekilde değerlendirmek istiyordum.
Turkse Unie Gent şubesinde özellikle kadınlara yönelik eğitim ve sosyal çalışmalarınız ile dikkatleri çekiyorsunuz? Gent'te Neler Yapıyorsunuz ?
İlk olarak bize bağlı olan bütün derneklere ihtiyaçları olan her konuda ve her projede destek veriyoruz. Gent’teki projelerimizde ise evet kadınlara yönelik eğitim ve sosyal çalışmalara ağırlık veriyoruz. Burada yaşayan kadınların ihtiyaçlarını ikinci nesile mensup bir kadın olarak gözlemleyebildiğim ve yaşantılarına tanık olduğum için sorunlarına daha hızlı ve empati kurarak cevap verebiliyor ve taleplerini biliyorum. Çalışmalarımı buna göre şekillendiriyor ve isteklerine cevap vermeye çalışıyorum. Bu noktada ‘Zilveer aan Zet’ projemizden bahsetmek istiyorum. Bu proje yaşlılara yönelik bir proje olup onların refah, sağlık, ve hayat mücadelesini artırmak için yerel çalışmalara destek veriyor. Biz bu noktada yerel Flaman kurumlar ve yaşlılar arasında köprü görevi görüyoruz. Dil bilmeyen ve bu kurumlara ulaşmakta zorluk çeken insanlar için devreye girerek yardımcı oluyoruz. Bu ve buna benzer projeleri derneğimiz bünyesinde yürütmekteyiz.
Özellikle Son yıllarda Demans hastalığı üzerine yoğunlaştığınızı gözlemliyoruz. Gent, Brüksel, Anvers ve Limburg bölgesinde seminerler veriyorsunuz. Demans Hastalığı İle İlgili Bir Eğitim Aldınızmı
Evet demans hastalığı ile ilgili eğitimler aldım. Buna yönelik sertifikalarım mevcut.
Demans hastalığı nedir? belirtileri nelerdir? neler yapılmalıdır?
Bunama olarak da adlandırılan demans, zihinsel becerilerin zayıflaması durumudur. Örneğin alzheimer demansın bir türüdür. Belirtiler her zaman kendini net bir biçimde göstermeyebiliyor. Genel olarak hastalığın ikinci ve üçüncü evrelerinde belirtiler görülmeye başlanıyor. Örneğin hastalar başlangıç evresinde hafif unutkanlıklarla tanışıyorlar. Hastalığı olmayan insanlar unuttukları şeyleri daha sonra tekrar hatırlayabilirken demans hastalarının farkı unuttukları şeyleri bir daha hatırlayamamalarıdır. Orta evrede belirgin unutkanlıklar, kişileri tanıyamama, gündelik işlerinde başkalarının yardımına ihtiyaç duyma, halüsinasyon görme gibi belirtiler, ileri evrede ise aile üyelerini tanıyamama, hiçbir ihtiyacını kendi başına görememe, günlerce aç kalsa bile aç olduğunu belirtmeme gibi durumlar görülür. Her hastalıkta olduğu gibi demansta da erken teşhis çok önemlidir. Bu noktada aslında önemli olan hastalığı önleyici faaliyetlerde bulunmaktır. Günümüzde sürekli telefon ve televizyon gibi aletlere bakıyor olmak, sürekli stres altında olmak, uykusuzluk gibi etkenler birçok hastalığın sebebidir.
Sürekli alışkın olduğumuz ortamlarda bulunmak, konfor alanımızın dışına çıkmamak beynimizin tembelleşmesine neden oluyor. Elimizden geldiğince beynimizi çalıştıracak, zinde tutacak şeyler yapmaıyız. Herkesin aklına ilk etapta satranç oynamak veya matematik problemleri çözmek gelecektir. Evet bunlar çok etkili yöntemler ama çok daha kolay yöntemlerde mevcut. Bilmediğiniz yerleri keşfetmek, gezmek, görmek, yeni bir dil öğrenmeye çalışmak bunların hepsi nöronlarımızı çalıştıracak ve beynimizi genç ve zinde tutacak etkinliklerdir.
Tüm bu sosyal faaliyetleriniz arasında kendinize zaman ayırabiliyormusunuz?
İşim benim hayatımın bir parçası ve ben işimi yaparken de eğlenebilen ve sosyalleşebilen bir insanım. Yani işimi sosyal hayatımdan ayrı olarak görmüyorum. Bunun dışında tabi ki kendime de zaman ayırıyorum. Hatice Karakaya evde tam bir ev hanımıdır.Küçük bir bahçem var, sebzeler ekip onlarla ilgilenmeyi seviyorum. Oğlumla elimden geldiğince kaliteli vakit geçirmeye özen gösteriyorum. Dışarıdan alınan katkı içerikli yiyeceklerdense evde kendim yapmayı seviyorum. Emirdağlı bir kadın olarak ailemden aldığım kültürel mirası devam ettirmeye çalışıyorum.
Belçika'da yaşayan Türk kadınları ile çok iç içe yaşıyorsunuz? sizin gözlemlerinize göre belçikalı türk kadınlarımızın başlıca sorunları nelerdir?
Benim gözlemlerime göre Belçikalı Türk kadınlarımızın başlıca sorunları kendilerine yeterince vakit ayıramıyor olmaları, birçok şeyi hem maddi hem de maneviolarak kendilerine yük edinmeleridir.
Belçika'da yaşayan Türk kadınlarına ne gibi bir mesaj vermek istersiniz?
Hayat çok kısa, ben 10 sene sonra istediğim işi elde ettim. Bu hayatta hiçbir şey kolay elde edilmiyor. İsteklerimiz için emek vermemiz gerekiyor. Keşke dememek için bugünün kıymetini bilsinler ve yapmak istedikleri şeyler için harekete geçsinler.