Aalst'ta Türk Gencine Polis Şiddeti
BELÇİKABelçika'nın Aalst şehrindeki 6 Mart salı günü, akşam saat 19.30 sularında yaşanan olayda, bisikletiyle seyir halindeyken Aalst De Lijn otobüsün kendisine çarptığı gerekçesiyle polis bürosuna ifade vermeye gidip, öldürülesiye dayak yiyen Türk genci Murat Ardıçlar, başından geçen olayları Belçika Türkçe Medya Birliği üyesi gazetecilerle paylaştı.
Kısa adı BTMB olan Belçika Türkçe Medya Birliği üyeleri Belçika’nın Aalst şehrinde ifade vermek için gittiği polis bürosunda, 5 polis tarafından dövüldüğünü iddia edilen Türk genci Murat Ardıçlar'ı evinde ziyaret ederek, hem geçmiş olsun dileklerinde bulundular,hem de olayın detayları hakkında bilgi aldılar. Ziyarette Aalst Belediye meclisinin Türk kökenli üyesi Fatma Yıldız ile Andreas Verleysen hazır bulundu.
Belçika'nın Aalst şehrindeki 6 Mart salı günü, akşam saat 19.30 sularında yaşanan olayda, bisikletiyle seyir halindeyken Aalst De Lijn otobüsün kendisine çarptığı gerekçesiyle polis bürosuna ifade vermeye gidip, öldürülesiye dayak yiyen Türk genci Murat Ardıçlar, başından geçen olayları Belçika Türkçe Medya Birliği üyesi gazetecilerle paylaştı.
Herşey Otobüs kazası ile başladı
Olay günü, bisikletiyle günlük sporunu yaptığı sırada belediye otobüsünün kendisine çarptığını ifade eden Ardıçlar, "Bana çarptıktan sonra otobüs şoförü olay yerinde durdu, bana kızdı, bana ağza alınmayacak laflar söyledi ve olay yerini terk etti. Olay yerinden geçen bir polis memuru, tüm olayı görmüş ve kendini görgü şahidi olarak yazdırdı. Sivil polis olarak orada bulunuyordu. Bütün bilgileri telefonla polise verdi ve vermesi gereken tüm ifadeyi verdi. Bana ismini söyledi ve herhangi bir durumda polisin kendisiyle iletişime geçebileğini söyledi. Bir tane de sıradan vatandaş görgü şahidi olarak yer aldı. O sırada polis olay yerine geldi ancak görgü şahitleri gitti" diye konuştu.
Olay yerine gelen polis memurlarının kendisine o anda hastaneye gitmesini tavsiye ettiklerini belirten Ardıçlar, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
"Rapor aldıktan bir gün sonra beni polis bürosuna davet ettiler. Çarşamba gece 22.00 ila sabah 06.00'da görevde olduklarını söyleyip beni o süreç içerisinde ifade vermeye davet ettiler. Saat 22.30'da ifade vermeye gittim ve 23.00'da ifademi almaya başladılar. On dakikada ifademi verdim fakat söylediklerimi ifadeye geçirmediler. Söylediklerimi ifadeye geçirmedikleri için "ifademi yazabilir miyim" diye sordum. Bana öyle bir hakkımın olduğunu söylediler ve bana boş kağıt ve kalem verdiler. Üç satır yazdım, beş dakika geçemeden, polisler "Roman mı yazıyorsun", "Gazete mi yazıyorsun?" diye laflarla bana sataşmaya başladılar. Cevap vermedim. Başka bir zaman, avukatımla gelir ifade veririm dedim. Bunun haricinde hiçbir terbiyesizlik yapmadım. Hiçbir agresif davranışta bulunmadım."
Ardıçlar, "Avukatımla gelip, ifade vermek istemem tek suçum oldu ve bu ağzımdan çıkar çıkmaz bana yumruklarla yanaştılar. Kafamı defalarca masaya vurdular. O an, beni darp etmeye başladıklarında ellerim kelepçeliydi zaten. Kelepçeli halde, defalarca kendimden geçtim. Olay yerinde, defalarca bayıldım. Beni o vaziyette on saat nezarette beklettiler. Onun haricinde hiçbir şey hatırlamıyorum. Sabah saat 07.30'da beni çıkarttıklarını hatırlıyorum. Saat 08.00'e doğru annem ve kız kardeşim beni almaya geldiler. Oradan çıktıktan sonra direk hastaneye gittim. Hastanede fotoğraflarımı çektiler" diye ekledi. Bütün bilgileri avukatına verdiğini belirten Murat Ardıçlar, avukatın her konuda kendisini savunacağını söyledi.
"Kabul edilemez"
Olayı duyduğumda şok haline girdiğini ifade eden Aalst Belediyesi'nin Türk kökenli Meclis Üyesi Fatma Yıldız, "Normal bir vatandaşın polis tarafından dövülmesi kabul edilemez bir olay. Bu gencimiz ne yapmış olursa olsun, böyle bir müdahaleyi hak etmiyor. Tabii ki, kendim meclis üyesi olarak, bunu daha üst politik mercilere taşımak için bölge yöneticimiz Meryem Almacı'yla konuştum. 3-4 gündür bu konuyla ilgileniyorum çünkü halktaki korkuyu gördüm, endişeyi gördüm. Normalde güvenlik görevlilerimiz olan polisin yanında kendilerini güvende hissetmediklerini dile getirdikleri zaman, bu işte normal olmayan bir şey var dedim." şeklinde konuştu.
Konuyu 19 Mart pazartesi günü Belediye güvenlik komisyonu toplantısına götürmeye hazırlanan Fatma Yıldız, "Komisyonda olayın tüm çıplaklığı ile araştırılması talebimiz olacak. Hem yerel hemde ulusal boyutta bu konunun derinlemesine soruşturulmasını istiyoruz. 27 Mart tarihinde ise Belediye meclis toplantısında konunun gündeme alınması için dilekçe verdik " ifadelerini kullandı.
"Polisten Kamera kayıtlarını isteyeceğiz"
Aals Belediye meclis üyelerinden Andreas Verleysen (Groen)ise," Bu kabul edilemez bir durum. Bu olay sadece Aalst şehrine mahsus bir durum değil, Polislerin içerisinde yabancı düşmanı olanlarda malasef var. Bizler bu olayı araştırmak zorundayız. Olayı Objektif şekilde değerlendirmek için önce güvenlik komisyonunda her iki tarafında argümanlarını delilleriyle ispatlamaları istenecek. Sanırım Polis merkezinde kamera kayıtları mevcuttur. Bunlarıda isteyip, vatandaşı darp eden polislerden bunun hesabını isteyeceğiz. Bizler bu olayı yerelde bırakmayıp partimizin bölge başkanı Stefaan Van Hecke ve genel başkanımız Meryem Almacı aracılığı ile de ulusal düzeyde soruşturma açılması için gişimde bulunduk." ifadelerini kullandı.
"Yabancılar üzerinde baskı arttı"
Olayı ilgili makamlara ve ilgili mercilere bildirdiklerini ifade eden baba Osman Ardıçlar ise "2006 yılında akrabalarımızdan bir tanesi sokakta polisler tarafından sebepsiz yere öldürülmüştü. O polisler ceza almadı, hala görev yapıyorlar. Son günlerde bu Aalst polisinin yabancılar üzerindeki baskısı günbegün artmaya başladı. En ufak bir hatada hatta sokakta yürürken bile bakmamız bir suç haline geldi. Şu anda biz sokağa çıkamaz olduk. Nereye gitsek, başımıza hemen bir polis geliyor. Belçika genelinde mi böyle olmaya başladı yoksa Aalst'ta mı böyle bilmiyorum." diye konuştu.
İlginizi Çekebilir