Belçika Türk toplumu olarak bugüne kadar yapılan hatalardan ders çıkarmayı bir türlü öğrenemedik.
Bilgi, donanım, liyakat en önemliside güvenililirlik gibi özellliklerin toplumu temsil etmek için yola çıkan adaylarımızda bulunup bulunmamasına hiç aldırış etmiyoruz.
Her ne kadar Orhan baba, 'Hatasız kul olmaz, hatamla sev beni.' desede bu toplumun artık hata yapmaya, hata yapan siyasetçileri sevmeye hakkı olmamalı.
Belçika'da yapılacak yerel yönetimlere çeşitli siyasi partilerin yanı sıra göçmen kökenliler tarafından kurulan yeni partilerde bir çok Türk kökenli adayımız var.
Sosyal hayatın en önemli mihenk taşını oluşturan yerel yönetimlerde söz sahibi olmak elbette her insanın vatandaşlık hakkıdır.
Ancak, bir çok adayımızın seçim kampanyaları esnasındaki tutum ve davranışlarını görünce bu adayların bırakın bu toplumun temsilcisi olmayı kahvehanede okeye dördüncü olamayacak kapasitede olduklarını görüyoruz. Elli küsür yıllık Belçika Türk toplumunun birikimlerini hiç kimsenin böylesine hoyratça harcamasına hakkı olmadığını düşünüyorum.
Geçtiğimiz son altı yılda Belçika Türk toplumunun temsilcileri üzerinde kurulmak istenen baskılar ve ayak oyunları sonunda liyakat ve tecrübelerini dik duruşları ile kanıtlayan bir çok siyasetçimiz malasef bu seçimlerde siyaset sahnesinden çekilmek zorunda bırakıldılar. Geçmiş dönemde bunu toplum olarak bizzat yaşayarak, acı tecrübelerle gözlemledik ve bugün hala bu yaraları sarmaya çalışıyoruz. Tecrübelerini biriktirip, kendinden sonra geleceklere aktaramayan toplumlar aynı kısır döngü içinde aynı hatalarla her zaman yüz yüze kalırlar.
Yarın seçip yerel meclislere göndereceğimiz temsilcilerimizden beklentimiz, sokak şenliklerinde boy göstermeleri, kendilerine sunulan herşeyi sorgulamadan kabul etmelerini değil, geçmiş tecrübeler ışığında zaman kaybetmeden,hata yapmadan Müslüman ve Türk toplumunun Belçika'da elde ettiği elli küsür yıllık emeklerini, çocuklarımızın geleceklerini düşünerek korumak olmalı.
Belçika Türk toplumunu temsil etmek üzere yola çıkanları bir yayın organı yöneticisi olarak şimdiden uyarmak, hatalarını eleştirmek, sorgulamak bizim vicdani ve ahlaki sorumluluğumuz.
Son söz elbette demokrasimizin vazgeçilmezi seçmenlerimizin. Bizler vatandaş olarak seçme hakkımızı kullanıp, sorumluluklarımızı yerine getirelim ki; gelecek te yaşadığımız bölgelerde karşılaşacağımız sorunlarda topluma hizmet etmek üzere yola çıkan yöneticilerimizden hesap sormaya hakkımız olsun.
Şükrü Sağlam Brüksel, 26 Eylül 2018@BelTurkHaber
Yorum Yazın
Facebook Yorum