Muris muvazaası bir kimsenin mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla muristen yaptığı karşılıksız olarak aldığı kazanımları ilerde Mirasçıların tenkis davası açarak Miraspaylarını almalarını önlemek amacı ile farklı hukuki işlemler yapılmış gibi göstermesidir.
Mirastan mal kaçırmadavasında hakim muvazaanın aşağıda açıklanan unsurlarının olup olmadığını araştırır:
- Görünüşteki işlem,
- Muvazaa anlaşması,
- Üçüncü kişileri (mirasçıları) aldatma amacı,
- Gizli sözleşme.
-Bu davalarda görünüşteki işlem genellikle satış, bağışlama veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi olarak karşımıza çıkar. Bu işlemler miras bırakanın mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla aslında gerçek iradelerine uygun olmayan, hüküm ve sonuç doğurmayacak şekilde yapılan işlemlerdir.
-Muvazaa anlaşması; tarafların mirastan mal kaçırma amacıyla yapılan görünüşteki işlemin kendi aralarında hüküm ve sonuç doğurmayacağı hususunda anlaşmasıdır. Bu anlaşma sözlü olabileceği gibi yazılı da olabilir.
-Muris muvazaasının diğer unsuru yapılan işlemin yani tarafların görünüşte meydana getirdikleri satış vb. sözleşmelerin mirasçıları aldatma amacıyla yapılmasıdır. Tarafların (miras bırakan ve üçüncü kişi) mirasçıları aldatma amacı yoksa, yapılan işlemle ilgili mirastan mal kaçırma davası açılamaz.
-Son unsur miras bırakanın gerçek iradesini yansıtan ve görünüşteki işlemin ardına gizlenen sözleşmedir. Örneğin, miras bırakan malını bağışlamak istemekte fakat mirasçıları aldatmak amacı ile bunu satış sözleşmesinin ardına gizlemektedir. Gizli sözleşme (bağışlama) aslında tarafların gerçek iradesine uygun olduğundan kural olarak geçerlidir. Burada gizli sözleşmenin şekil şartına bağlı olup olmadığı önem taşımaktadır. Gizli işlem tapusuz taşınmazlarda ve taşınır mallarda şekle bağlı değildir. Ancak tapulu taşınmazlarda resmi şekil şartına bağlı olduğundan ve ‘gizli sözleşmede’ bu şekle uyulmadığından geçersiz olmaktadır.
Saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen her mirasçının bunu dava edebileceğini ve muvazaayı her türlü delil ile ispatlayabileceğini belirtmiştir. Bu davayı yasal mirasçılar, atanmış mirasçılar veya evlatlıklar da açabilir.
Bu davayı mirasçılardan her biri tek başına açabilir. Terekenin iştirak halinde olması buna engel değildir ve her bir mirasçı diğerlerinin olurunu almadan kendi payı oranında Tapu İptal ve Tescil Davası açabilir. Ancak burada mirasçı kendi payı oranında değil de taşınmazın terekeye dönmesini istemişse dava dışı diğer mirasçıların da olurunu almak ya da temsilci ile davaya devam etmek zorundadır.
Muris muvazaası davası, ancak miras bırakanın ölümünden sonra açılabilir. Dava, zamanaşımı veya herhangi bir hak düşürücü süreye tabi değildir.
Av.Fatih Doğan
Yorum Yazın
Facebook Yorum