Çin’in Wuhan kentinde aralık 2019 da ortaya çıkan virüs 2019 n-CoV olarak isimlendirildi ve üzerine çalışılmaya başlandı. Fakat virüsün yayılması o kadar hızlı oldu ki bir anda olayın vahametini anlayan Çin hükümeti Wuhan kentini karantinaya alarak mücadeleye başladı. Çin salgını bir yandan bastırmaya çalışırken diğer yandan Dünyanın’da olaya ilgisiz kalması ve küçümsemesiyle Çin kaynaklı virüs iş gücü ve turizm aracılığıyla Dünya’ya yayılmaya başladı. Çinde ne kadar vaka oldu veya kaç kişi öldü kestirmek zor ama WHO nun verdiği rakamlara göre çinde vaka sayısı 81174 olurken virüsten ölen insan sayısı 3242 (20/03/2020) olarak verilmiştir. Tabi bu rakamlar Çin'in verdiği rakamlardır. Kaldi ki hastalığın belirtilerine ve etkilerine ait birçok bilgi Çin’in verdikleriyle örtüşmemektedir. Çin virüsün gençlerde çok ölümcül yada etkili değil derken Avrupadaki vakaların %50 sinin 50 yaş altında olması Avrupa’da şok ve korku dalgasının oluşmasına sebep olmuştur. Dünya Sağlık Örgütü virüsün Avrupa'da ortaya çıkışından sonra ismini Covid -19 olarak güncellemiştir. Virüsün Dünyadaki ikinci merkez üssü haline gelen İtalya'da bugünkü verilere göre 35713 vaka tespit edilmiş ve bunlardan 2978 si viral enfeksiyon sonucu ölmüştür. Vaka sıralamasını İran, İspanya, Güney Kore, Fransa, Almanya, ABD, İsviçre, İngiltere, Hollanda ve Belçika takip etmektedir. Daha onlarca ülkede de görülen Covid-19 İtalya'dan dönen Batı avrupalı tatilcilerin dönüşü ile gündeme başlamış ve çin'den gelen verilerin de yetersiz olması sonucu önemsenmemiştir. Önemsememe ve elde sağlıklı verilerin olmaması önlemleri erken evrede almamak la sonuçlandı. İlk ciddi yaptırımlar deneme yanılma yöntemiyle tedavi edilmeye çalışılan hastalaerda ilk ölüm vakalarının kayıta geçirilmesinden sonraya bırakılmıştır. Tabi bu süre zarfında atı alan Corona Üsküdarı geçmiştir. Avrupa'ya nazaran Üsküdarın geçildiğini anlayan Türkiye ismi geçen 9 ülkeye uçuşların yasaklanması kararını alınca olayı küçümseyen batılı devletlerde acil önlemler alsada halklarının olayı küçümsemeye devam etmesi sonucu vakaların görülme hızını düşürememiş aksine artmıştır. İşte bu noktadan sonra toplanma yasağı ve ardından kısmi karantina uygulaması başlatılmıştır. Bu kararlarda camilerin de ibadete kapatılması onaylanarak Cuma namazları da dahil tüm dini aktiviteler geçici olarak ertelenmiştir. Benim asıl vurgu yapmak istediğim yerde burasıdır. Avrupa'da yaşayan milyonlarca müslüman olayı kabul ederek vakarlı bir duruş sergilemiş ve camilerine kilidi vurup karantina kurallarına riayet etmiştir. Lakin Türkiyede yer yer Camilerin karantina gereği cemaatle namaza kapatılmasını eleştiren kaderiye fırkasına benzer cılız seslerde çıkmaktadır veya camide imamları namaza zorlayan insanlara da rastlamaktayız. Halbuki modern tıp da İslamla paralel yaklaşım içerisindedir. Bunda modern avrupa tıbbının kurucu fikir babalarının islam alimlerinden etkilenerek batı tıbbını inşa etmiş olmaları ana etkendir. Tüm olumlu çabalara rağmen batılı devlet adamları içerisinde de modern tıp tezlerine karşı olanlarda görülmektedir. Eğer batı medyasında yer alan devlet adamı ve doktor tartışmalarına bakacak olursak Darwinist ekolu benimseyen liderlerin sürü bağışıklığı saçmalığını savunurken aklı başında bilim adamlarının ise acilen katı karantina istemesi bize bu konuda fikir verebilir. Eğer karantina uygulamaz isek ne gibi sonuçlara maruz kalacağımız karşımızda İtalya ve İran örneği olarak durmaktadır. Bir müslüman gözüyle bakıp söz söylemek gerekirse İslam karantinayı emrettiği yıllarda islamın nurunun ulaşmadığı topraklarda bulaşıcı hastalıklardan insanlar kaçmak suretiyle kurtulacağına inanıyor ve yeni yerlere hastalığı taşıyordu. Kaçamayan ve hastalığı ağır olanlar ise kötü ruhların etkisi altında kaldıkları gerekçesiyle ateşe atılarak diri diri yakılıyordu. İslam sadece Müslümanları değil bu örnek davranışıyla tüm insanlığa ışık tutmuştur. Konuyla alakalı Üsâme radıyallahu anh dan rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Bir yerde bulaşıcı hastalık ortaya çıktığını duyduğunuz zaman oraya girmeyiniz. Bulunduğunuz yerde bulaşıcı bir hastalık ortaya çıkarsa, oradan da çıkmayınız."
Buhârî, Tıb 30; Müslim, Selâm 100
Hadiste gördüğümüz gibi karantina katı kurallara bağlanmış lakin insanın fıtratı zayıf ve yasaklara karşı dirençli olduğu için karantinadan kaçması veya kaderist bir anlayışla umursamadan karantina altındaki bir bölgeye girmesi olasılığıda vardır. Modern psikoloji korkan insanın korku eşiğini geçmesi durumunda beynin ortamdaki tehlikeyi küçümseyerek bana bişey olmaz fikrini ortaya attığına bilimsel deneylerle ispatlamıştır. Panik duygusu insanın hayatını devam ettirebilmesi için Allah'ın yaratılışta verdiği bir özelliktir. Korku iyidir ama fazlası bana bişey olmaz, ortası panik atak şeklinde karşımıza çıkar. İşte insanı tanımadan göstereceği tepkiyi bilmek zordur. Yarattığı kulları en iyi şekilde bilen Mevla Peygamberimize verdiği kural koyma yetisiyle bizlere hadisler ışığında yol göstermiştir. Durumun çığırından çıkması söz konusu olduğunda müslümanlara şu hadisi şerifi hatırlatmak yapılabilecek en büyük hizmetlerin başında gelmektedir. Nitekim Hz Ayşe r.a dan rivayetle peygamberimiz (sas) şöyle buyurmuştur; “Tâun hastalığı, Allah Teâlâ’nın dilediği kimseleri kendisiyle cezalandırdığı bir çeşit azaptı. Allah onu mü’minler için rahmet kıldı. Bu sebeple tâuna yakalanmış bir kul, başına gelene sabrederek ve ecrini Allah’tan bekleyerek bulunduğu yerde ikâmete devam eder ve başına ancak Allah ne takdir etmişse onun geleceğini bilirse, kendisine şehit sevabı verilir.” (Buhârî, Tıb 31; Ayrıca bk. Buhârî, Enbiyâ 54; Kader 15; Müslim, Selâm 92-95)
Evet gördüğümüz gibi alemlere rahmet peygamberimizin ümmetine bela ve musibet olan bulaşıcı hastalıklar bile rahmet kapısı olmuş ve karantina koşullarına uyanlara şehid sevabı bahşedilmiştir. Tabi burda hastalığa rıza göstermek ve önlem almamak değil, alınan tüm önlemlere rağmen kaçınılmaz hale gelen salgınlar için geçerlidir. Karantinadan kaçmamak kişiye şehid sevabıyla dönerken aksi bir durumda masum ve sağlıklı birisine hastalığı bile bile bulaşmasına sebep olan birisine da cinayetten dolayı sorumluluk yüklenecektir. Bu zor günlerde nebevi tıp ve modern tıp yöntemlerinden yararlanarak kendimizi korumaktan başka bir çare görünmemektedir. Ucuz kahramanlıklardan kaçınalım. Allaha emanet olun.
Soru,öneri ve manevi rehberlik alanında psikolojik destek ihtiyacı olan kardeşlerimiz bize e-mail adresimizden ulaşabilirsiniz.