UMUT HER ZAMAN VARDIR
Umut”: Zorluklar karşısında yılmadan yolumuza devam etmemizi sağlayan güçtür
Harun Reşit Veziri ile birlikte tebdili kıyafet dolaşırken bahçesinde hurma fidanları diken bir ihtiyar görür. Selam verir ve aralarında şu konuşma geçer: Kolay gelsin, ne yapıyorsun böyle? Hurma fidanları dikiyorum. Peki, bu diktiğin hurma fidanları ne zamana kadar büyür ve meyve vermeye başlar? Kim bilir belki on, belki yirmi sene sonra yetişir ve meyve vermeye başlar. Peki, onların meyvelerini görebilecek misin? Bu yaşlı halimle belki göremem. Ama bizden öncekilerin diktikleri ağaçların meyvelerini biz yedik. Biz de bizden sonrakilerin istifadeleri için bu hurma fidanlarını dikiyoruz. Bu cevap Harun Reşit’in hoşuna gider ve bir kese altın verir. İhtiyar, Allah’a hamt eder ve: Diktiğim ağaçlar hemen meyve verdi. Bu söz üzerine Harun Reşit bir kese daha altın verir ve ihtiyar yine Allah’a hamt eder ve: Herkesin diktiği meyve ağaçları yılda bir defa mahsul verir, benim diktiğim fidan hem hemen meyve verdi hem de senede iki defa ürün vermeye başladı.
Psikolojide de umut önemli bir kavramdır. Umut, insan varoluşunun bir parçasıdır. Çünkü umut hedefe ulaşmanın duygusal öğesidir. Bu nedenle umut dinamiktir, umutsuz yaşamın amacı ve anlamı olmayacağı için yaşamın temelidir, geleceğe odaklıdır Umut dediğimiz şey pasif şekilde bir şeyleri beklemek değildir. İçindeki sıkıntılardan kurtulmak için yol arama, yolu bulma ve bu yolun sona varabileceğine inanmak önemli. Umutla ilgili olumsuz düşünceler de var. Nietzsche umut kavramına olumsuz bakar. ‘Umut sadece acıyı uzatır.’ der. Dini inançlarda önemli bir umut kaynağıdır. ’Sabah ola hayrola, Allah’tan umut kesilmez.’ gibi bir sürü kültürümüzde bu anlamda ifadeler var. Yüce bir yaratıcıya inanma, ona dayanma, her şeyin kontrolünün bilgisinin dâhilinde olmasına inanmak, kişinin umudunu arttırır. İnsanın aşamadığı bir durum olduğu zaman, bir sıkıntısı olduğu zaman bir hikmeti olduğunu bilebilir. Bu kişiyi rahatlatır. Aynı zamanda da umudunu arttırır.
Ümit var olmak, tarih boyunca insanların ruh dünyasını besleyen manevi bir güç olarak bilinmektedir. Vücuttaki kan insanın bedenini nasıl besleyip onun ayakta durmasını sağlıyorsa, ümit var olmak da insanın ruh dünyasını o derece beslemekte ve onun çeşitli zorlukları aşmasında etkili olmaktadır
Allah’ın affedici olduğu haber verilmekte ve her konuda olduğu gibi, bu konuda da ümitsizliğe düşmemenin gerektiği emredilmektedir. Şu ayette bu konuda ne kadar güzel bir açıklamada bulunulmaktadır:
“Allah’ın şöyle dediğini söyle: Ey kendilerine zulüm yapmakta aşırı giden kullarım! Sakın Allah’ın rahmetinden/sevgisinden ümidinizi kesmeyiniz! Kesinlikle o, bütün günahları bağışlar. Muhakkak ki o, çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.”[ ez-Zumer 39/53.]
Çünkü umutsuzluk, insanların ruh dünyasında kapkaranlık yarınlar manzarasını uyandırır. Bu tür karamsarlıklar, insanı hayattan bezdirir, bütün hayallerini yıkar, hayatı onun için çekilmez hale getirir.
Umut var olmak ise, insanın hayal dünyasında güneşin parladığı, tabiatın şenlendiği, insanların mutluluk içerisinde gülümsediği yarınları canlandırır.
Umut var olan insan, acı ve ıstırapların karanlıkları içerisinde yaşarken bile, gelecekte var olacağını düşündüğü aydınlık ufukların hayali ile ayakta durmayı başarır. Umutsuzluğa düşmeyelim, umut var olalım!
Kalın Sağlıcakla
Sait ÖZDEMİR
Uzman Psikolojik Danışman
Yorum Yazın
Facebook Yorum