Anavatanımız Türkiye’de 16 Nisan 2017 tarihinde yapılacak 18 maddelik Anayasa değişikliği halkoylaması için yurtdışında yaşayan seçmenler, 27 Mart-9 Nisan 2017 tarihleri arasında sandık kurulan herhangi bir temsilcilikte veya 27 Mart-16 Nisan 2017 tarihleri arasında sandık kurulan gümrük kapılarında oy kullanabilecekler.
Sizler bu satırları okuduğunuz sıralarda yurtdışında yaşayan seçmen vatandaşlarımız, vatandaşlık görevlerini yerine getirmenin sevincini yaşayacaklar.
Sandıktan hangi sonuç çıkarsa çıksın, bizler yine aynı toprağın çocuklarıyız. Ezgilerimiz farklı farklı olsa da aynı şarkının güfteleriyiz. 27 Mart 2017 Pazartesi günü başlayacak oy verme işlemleri esnasında Türk insanın engin hoşgörüsü ve vakur duruşunu hem bizlerin hem de içinde yaşadığımız ülkelerin huzur ve sükûnetini bozmayacak şekilde yerine getirmeliyiz. Burada hepimize büyük görevler düşüyor.
Vuslatımızı, hasretimizi, sevgimizi, nefretimizi kendi içimizde yaşayıp, demokrasinin o vazgeçilmez ateşinin oy sandığı ve kullanılan oylar olduğunu idrak ederek, kişisel tercihlerimizi bir demokrasi şölenine çevirelim ki; Avrupa’da başta Türkler olmak üzere Müslümanları istemeyen o zihniyeti hayal kırıklığına uğratalım.
Oy kullanma sürecinde yaşanacak en küçük bir kıvılcım pusuda bekleyenlerin ekmeğine yağ sürecektir. 50 yıldır bu toprakları Yeni Vatan belleyen Anadolu’nun yağız delikanlıları lütfen bu tuzağa düşmeyelim.
Oylarımız ‘Evet’ çıksa da ‘Hayır’ çıksa da dualarımız bizleri birleştiriyor. Yıllardır Avrupa’da yaşayan Türklerin en büyük istekleri arasında yer alan Türkiye’deki seçimlerde seçme ve seçilme hakkı yer alıyordu. Şimdi bu hakkımızı vicdanlarımıza danışarak sağduyumuzun sesini dinleyerek kullanalım ama mutlaka kullanalım.
Beklentim odur ki; halk oylaması süreci içinde Avrupa ülkelerinde yaşayan Türk kökenli vatandaşlarımız sükûnet ve suhulet içerisinde kendi fikrinde olmayan diğer insanlarla arasında duvar örmeden, gerilimi artırıcı eylem ve söylemlerden uzak durup, ayrışmadan, Orta Asya’dan başlayıp Avrupa’ya uzanan göç tarihimize kara bir leke olarak geçecek bir eylem ve söylemden uzak duralım.
Ülkemizin ve içinde yaşadığımız ülkelerin daha özgür, daha güzel günlere kavuşması dileklerimle, birbirimizi hor görmeden, farklılıklarımızın zenginlik olduğunun bilinciyle hareket edelim.
Çocukluğunda geçirdiği bir hastalık sebebi ile gözleri görmeyen ama gönül gözü daima açık olan 21 Mart 1973 günü ebedi hayata uğurladığımız eşsiz halk ozanı Aşık Veysel‘in şu dizelerini sizlere bu vesile ile naçizane hatırlatmak isterim.
Beni Hor Görme Gardaşım
Beni hor görme kardaşım
Sen altınsın ben tunç muyum
Aynı vardan var olmuşuz
Sen gümüşsün ben sac mıyım
Ne varise sende bende
Aynı varlık her bedende
Yarın mezara girende
Sen toksun da ben aç mıyım
Kimi molla kimi derviÅŸ
Allah bize neler vermiÅŸ
Kimi arı çiçek dermiş
Sen balsın da ben çeç miyim
Topraktandır cümle beden
Nefsini öldür ölmeden
Böyle emretmiş yaradan
Sen kalemsin ben uç muyum
Tabiata Veysel aşık
Topraktan olduk kardaşık
Aynı yolcuyuz yoldaşık
Sen yolcusun ben baç mıyım
Aşık Veysel
Yorum Yazın
Facebook Yorum