Buyrun
Tatilden döndük bir çoğumuz, evlerde tekrar yemek yapmaya başladık. Yan gelip yatmak bir süreliğine iyi ama inan uzun sürünce insan özlüyor kendi işini kendi yapmayı. Odasını toplamakla beraber, yemek yapmakta buna dahil. Ben şahsıma çok mutfağa girmesemde, bu günlerde eski marifetlerimi çıkardığımı fark ettim. Hamur yoğurmaktan hiç bu kadar keyif almamıştım itiraf edeyim. Bugün bir tarihi değirmene bir projeyi konuşmak için gittiğimizde geçmişte insan hayatında yemeğin ve bilhassa ekmeğin yeri konu olmuştu. Konu üzerinde durmadan edemedim derken köşemde bugün de gastronomiye ele alayım dedim.
Buyrun. Gözümüz, gönlümüz ve karnımız doysun… İnsanlar karın doyurmak için yer ve bu bir fizyolojik ihtiyaçtır ve bu ihtiyacı gidermek için tercih ettiğimiz yemekler vardır. Ne zaman ve nasıl yediğimiz ise genel olarak kültürümüzün bir parçaşıdır. Araştırmacılara göre insansı ve primatlar ormanlarda yaşıyordu ve ağaçlardan yetişen meyve, çalı ve ot yaprakları yiyerek besleniyordu. Yemek pişirmek için ilk ateşin 170 bin yıl önce yakıldığına bakarsak baya yol almışız bu güne kadar. Günümüzde ise bir gastronomi kavramı oluştu ve yemek kültürümüz zamanımıza göre uyarlanması gerekiyor artık. Gastronomik mutfaklar ihtiyaca göre değişiyor ve değişmeli, günümüzde kesinlikle buna ihtiyacımız var. Daha sağlıklı beslenmek öncelikli mutfaklarımızda. Ben ne kadar ekmek yapmaya kalkışsamda unlu mamülerden uzak durması gerektiğini de ihmal etmeden söyleyim.
Şair olarak merak ettiğim bir şey daha vardı, bu da ilk gastronomi kelimesi nerede kullanılmış olmasıydı. İlk olarak Archestratus’a ait olan ve ilk yemek kitabı olarak kabul gören “Gastronomi” adlı bir şiirde geçmekteymiş. Bu çok hoşuma gitti şair olarak. Gastronomi kelimesi eski Yunanca dan gelmekte ve mide ile kural sözcüklerin birleşmesiyle ortaya çıkan bir kelimedir. Miğdenin de kendine göre kuralı vardır. Ölcüyü kaçırınca zararı kendimiz çekiyoruz haliyle. Boğazına düşkün, iştahlı gibi kelimeler geliyor benim aklıma nedense gastronomi veya yemek dendiğinde. Ben yemek yemeyi çok sevdiğim içindir herhalde ve sosyalleşmenin önemli bir parçasıdır benim için. Ama ne yaparsan yap aşırı yeme. Zorlantı bize iyi gelmiyor ve aksine yeme bozukluğuna yol açmakta. Miğde ve kural diye boşuna birleştirmemişler bu iki sözcüğü. Her şeyde olduğu gibi yeme kültüründe de aşırıya kaçmamalı. Sağlıklı beslenmek önemli.
Bildiğimiz üzere bizleri bir arada tutan bağ kültürümüz tabii ki. Kültürümüzün ise önemli kısmı mutfağımızdır. Geçmişten bugüne mutfağımız ister istemez harmanlandı ve günümüzde sağlıklı beslenmekten geçiyor miğdeye giden yol. Geleneksel yemeklerimizi anlatan bir çok yemek tarifleri var haliyle. Sağlık her şeyden önemli demeden de edemiyoruz. Aynı zamanda gözümüz de doymalı. Göz doyunca miğde razı geliyor sanki.
Ama yemekler bir yana ruhu besleyen şiirlerimizi orada yazmayı çok istiyorum. Bana bol şans dilemeyi unutmayın. Eski değirmen şimdilerde müze olarak kullanılıyormuş ve içerisinin bana hitap ettiğini görmek benim kendimi bile şaşırttı. Şimdiden orada yazmamıza izin verilirse ortaya çıkacak şiir ve yazıları merak ediyorum.
Hadi afiyet olsun,
Nerkiz Şahin
Yorum Yazın
Facebook Yorum