Belçika’ya Türklerin göçünün üzerinden elliden fazla yıl geçmiş. Elli yıllık bu süreçte göçün göç veren ülkeye toplumsal, ekonomik ve politik etkileri önemli bir yer tutarken göçten en çok çocukların etkilendiği de bir gerçek.
50 yıllık gurbet-göç yolcuğumuzda yavrularımızı kaybetmeyelim. Nasıl ki binlerce Euro vererek aldığımız yeni arabamızı her türlü sorundan korumak için bir sigorta yaptırıyor, özel garajda muhafazasına özen gösteriyorsak, geleceğimiz çocuklarımıza da aynı özeni hatta daha fazla itinayı özenle göstermeliyiz.
Çocuklarımızı milli ve dini değerlerle ne derece yoğrulmuş olarak yetiştirirsek, geleceğimize o oranda güvenle bakabiliriz. Aksi takdirde çocuklarını düşünmeyen toplumlar, ayakta kalmakta zorlanırlar. Problemli çocuğa sahip olan toplumlar huzura hasret kalırlar. Çocuğa yapılacak en güzel iyilik, verilecek en güzel hediye aile terbiyesidir. Daha sonra gelişmiş ülkelerdeki seviyede çocuklarımıza okuma alışkanlığının kazandırılması, kitap, bilgisayar vb. hediyelerle sevindirilmesi, kısacası aile içerisinde sevgi saygı ilişkisinin geliştirilmesi gerekir. Okulda yabancı dil konuşmada yetersiz kalan, duygu ve düşüncelerini anlatmakta zorluk çeken, utangaç yapıya sahip çocuklarımıza özel ilgi gösterip onun sosyal ve kültürel aktivitelere katılmasını teşvik etmemiz, çocuklarımızın kendine olan güvenini arttıracak, hem de okul hayatında daha başarılı olmasını sağlayacaktır.
Avrupa Birliği ülkelerindeki cezaevlerinde 30 binin üzerinde Türk mahkum bulunmakta. Bunların büyük çoğunluğu uyuşturucu suçundan dolayıdır. Bu sayı giderek de artmaktadır. Sokaklarımızda, okul önlerinde 13-14 yaşlarında kız/erkek çocuklar günden güne esrar ve uyuşturucu bataklığına saplanırken, başta anne ve babalar olmak üzere tüm topluma büyük sorumluluklar düşmektedir.
Doğu-Batı kültürü arasında kalan Türk gençleri iki kültürü de yeterince öğrenemediklerinden hayatta, eğitimde başarısız olmaktadırlar. Ancak, güçlü aile desteği alabilenler karşılaştığı sorunları yenebilmiş, eğitimlerini başarıyla tamamlayabilmiş, çalışma hayatında başarılı olmuşlardır; başarısız olanları çok kötü bir hayat beklemektedir.
Çok kültürlü yaşadığımız bu topraklarda kültürümüzün yozlaşmadan yaşlı kıtada daha uzun yıllar hatta yüzyıllarca bozulmadan kök salmasını arzuluyor isek lütfen geleceğimiz çocuklarımıza sahip çıkalım ve onları gözümüz gibi sakınalım.
(Şükrü Sağlam’ın Kuzey Gazetesi Ekim 2016 ayı sayısı için kaleme aldığı yazısıdır…)
Yorum Yazın
Facebook Yorum