TARİHİ SÜREÇTE EMİRDAĞ -1
Emirdağ yöresinde erken yerleşim hakkında kesin bilgi bulunmamakla beraber, Firigler’in bu bölgede yaşadığı kesinlik kazanmıştır.
Bölge, birçok medeniyet tarafından yurt edinilmiş, inanç ve kültür bakımından zengin bir bölgedir. Emirdağ ve çevresini en uzun süre ellerinde tutan ve bölgede birçok eserler yaratanlar Frigler’dir. Abasyom (Abasiom)(Gömü ve Tabaklar köyleri arasında Yozgatören önlerinde), Abbo (Bağlıca), Abrostola (Batık), Appolenoi (Tez), İspeloniya (Örenköy), Lalandos (Yozgatören), Neo Kome (Arslanlı) ve Orkistüs (Eski Alikan) gibi eski yerleşim yerleri yöredeki Frigya köyleridir.[1]
Lidya Devleti’nin MÖ 546 yılında Pers Kralı Kyros tarafından yıkılmasıyla Anadolu toprakları Persler’in hâkimiyeti altına girer ve İskender’in bölgeyi ele geçirmesine kadar yaklaşık 213 yıl (MÖ 546-333) Pers egemenliğinde yaşar.[2] Galatya Cumhuriyeti’nin köy ve şehirlerden olan Abrostola (Batık) ve Tiskon (Bademli Samanlı Ovası) Emirdağ sınırları içerisindedir. Emirdağ İlçesi’nin ova parçası bu yüzden ‘Galatya Salutaris’ adını alır. Bölge MÖ 30 yıllından itibaren Anadolu Roma yönetimi altına girer ve bu durum 395 yılına kadar devam eder.[3] Roma yönetiminde Emirdağ yöresindeki şehir Amorium’dur.
Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinde sergilenen 376 adak steli ve İstanbul Arkeoloji Müzelerinde sergilenen 46 adak steli Emirdağ Kurudere Köyü’nde bulunmuştur. 1964-1967 yılları arasında, satın alma yoluyla kazandırılan bu eserler Zeus Alsenos’a, Zeus Petarenos’a ve Zeus Orokhoreites’a adanmış steller ile 3 adet ana tanrıçaya (Kybele ?) adanmış heykelcik ve 1 adet Zeus’ a adanmış büstlerdir.[4] Stellerin yapıldığı dönemde Emirdağ bölgesi Roma İmparatorluğu’nun egemenliği altında olup eyalet sistemiyle yönetilmektedir. Bu steller de Roma Döneminde Frigya Bölgesinde yapılmıştır. Frigya bölgesi günümüzde, yaklaşık olarak Ankara, Afyonkarahisar ve Eskişehir illerinin tümünü, Konya, Isparta ve Burdur illerinin kuzey, Kütahya ilinin ise batı bölümünü kapsamaktadır.
Kurudere stellerinde kadınların saçları ortadan ikiye ayrılmıştır. Bu saç modasına bakılarak bir tarihlemeye gidildiğinde, Kurudere stelleri genel olarak M.S. 2. yüzyılın ikinci yarısı ile M.S. 3. yüzyılın ilk çeyreğine tarihlenir. Bu dönem Severuslar Dönemine (M.S.190-235) denk gelmektedir. Bu stellerde kullanılan taş çoğunlukla Yukarı Tembris Ovası, Dokimeion’a ait taş ocakları ve Kurudere yakınlarında Emirdağı eteklerinde bulunan taş ocaklarıdır. Adak stellerinde, genelde beyaz mermer, gri damarlı beyaz mermer ve çok az da olsa kireçtaşı kullanılmıştır. Stellerden en büyüğü 21,6 cm. yüksekliğinde, 25,1 cm genişliğinde ve 2,7 cm kalınlığındadır. [5] Tarihte önemli bir yeri olan Kurudere stellerini incelemek ayrı bir çalışma konusudur.
Bizans döneminde Emirdağ bölgesi önce Arapların ve sonra da Türklerin akınlarına sahne olur. Amorium(Emirdağ-Hisarköy)1068’de Emir Afşin tarafından alınarak Selçuklu egemenliğine girer. Bizans imparatoru kuzeyden gelerek Afşin komutasındaki Türkmenleri geri püskürtür. Kendisini toparlayan Emir Afşin 1070 senesinde yeniden Anadolu’ya saldırır ve tekrar Amorium’u alır.[6] Emir Afşin idaresindeki Selçuklu ordusuyla beraber gelen Türkmen oymakları Emirdağ yöresine yerleşir.
İstanbul’un fethinden yaklaşık iki yıl sonra tutulan Karahisar Piyadegan Defterlerinde, Karahisar’a ait ilk idarî taksimat görülür. Defterlere göre Karahisar Sancağını oluşturan yaya nahiyeleri şunlardır: Karahisar, Kayırhisar, Ulu Sincanlı ve Kiçi Sincanlı; Şuhut Kazasının nahiyesi Şuhut; Barçınlı Kazası’nın nahiyesi Barçınlı ve Oynaş; Sandıklı Kazası’nın nahiyeleri ise Sandıklı, Elçi ve Çöla’dır.[7]
II. Bayezid döneminde (1481-1512) Karahisâr-ı Sâhib Sancağı, Karahisar, Bolvadin, Sandıklı, Şuhut, Barçınlı ve Oynaş adında yedi kazadan oluşmaktadır.[8]
1594 tarihli mühimme kaydında Barçınlı Kazası tekrar ikiye ayrılarak Barçınlı Kadılığı ve Nevahi Barçınlı Kadılığı adı altında yeniden ihdas edilmiştir.[9] Barçınlı ve Nevahi-i Barçınlı’nın kaza merkezleri yani nefsleri (nahiyeleri) yoktur. [10]
Nevahi-i Barçınlı, 1840-1845 yıllarında takriben 3200 kişinin yaşadığı, nüfusunun tamamı Müslümanlardan oluşan bir Osmanlı Kazasıdır.[11] Nevahi-i Barçınlı bugünkü Emirdağ İlçesi olarak bilinmekle beraber o dönemde Bayat, Kemerkaya ve kısmen İscehisar’ı da içine alan coğrafî ve idarî bir yapıdır. Yapılanma XVIII. yüzyılda da devam etmiştir. Barçınlı Kazası bazen Han-ı Barçın olarak da anılmıştır.[12] Nevâhi-i Barçınlının yönetim merkezi bazen bugünkü Emirdağ, bazen Bayat ve bazen da Çoğu (Kemerkaya) olmuştur. Yönetim merkezinin değişken olması devrin ihtiyaç ve sorunlarından kaynaklanmaktadır.[13]
[1] Süleyman Gönçer, Afyon İli Tarihi, Cilt I. İzmir 1971. s.185-195; Şükrü Türkmen, Belgelerle Emirdağ,2. Baskı 2018,s.27-28
[2] Pınar Bülbül, En Eski Çağlardan Persler Dönemine Kadar Afyonkarahisar ve Çevresi. AKÜ Yayımlanmamış Doktora Tezi. s.107
[3] Ahmet İlaslı, (Makale) İlk Yerleşimden Türk Egemenliğine Kadar Afyon. “Anadolu’nun Kilidi Afyon”. Afyon Valiliği Yayınları.2004. s.59, 60
[4] Pınar Asal, İstanbul Arkeoloji Müzelerindeki Afyon Emirdağ Kaynaklı Adak Stel ve Heykelcikleri, İstanbul Üniversitesi Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi 2002,
[5] Emine Aslan, Anadolu Medeniyetleri Müzesindeki Figürlü Adak Stelleri Işığında Adak ve İnanç İlişkisi, Selçuk Üniversitesi Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi 2014, s.52
[6] Süleyman Gönçer, a.g.e., s.235-236
[7] Üçler Bulduk. XVI. Asırda Karahisar-ı Sahip Sancağı. TTK Yayınları. Ankara 2013. s.28
[8] Mustafa Karazeybek. Osmanlılar Döneminde İdari Yapı. s.188
[9] Üçler Bulduk. a.g.e., s.45
[10] Genellikle tımar ve has reayası olan aşiretlere, durum ve konup-göçtüğü vilayetin idari yapısına göre sancak veya kaza statüsü verilmiştir. Bu tür kazalar çevresindeki kır iskân merkezlerinin bir araya getirilmesiyle oluşturulan bir idari birimdir. Amaç göçerleri daha iyi kontrol altında tutmak ve sağlıklı vergi toplanmasını sağlamaktır. Bu kazaların nefsleri yani kaza merkezleri yoktur. İdareciler tayin edilmek suretiyle hukuki bir nizama kavuşturulmuştur. Kaza statüsündeki konargöçer ulusların kadılığına tayin edilen kişi, bu vazifesini aşiretler arasında dolaşarak yapar belli bir merkezi yoktur.
[11] Sefa Kendirli. Temettuât Defterlerine Göre Nevâhi Barçın Kazası’nın Sosyo Ekonomik Yapısı. AKÜ Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. s:2
[12] Mustafa Karazeybek. Osmanlılar Döneminde Afyonkarahisar. s.80
[13] Sefa Kendirli, a.g.e., s:197
Yorum Yazın
Facebook Yorum